30 Mayıs 2010 Pazar

Sarsılma

apar topar havalandı kuşlar
dallarım karşıdan sakindi
birdenbire oldu bunlar
birden acıyla silkindim
fikrim azı karar çoğu zarar benden olma haindi

yaz ortasında üstüme adın yazılacak kadar buğuluyum
zamansız akacak yağmur damlası için sonuna dek kuşkulu
omuzlarının çıplaklığını güzelleyemeyecek kadar beceriksiz olduğum
ve yaz gecelerinin kısalığı kadar talihsiz olduğu
sen kırılgansın, yalnızlığımla alakan yok
ben ne kadar daha varsa şimdi
o kadar daha çok
yalın ve sessizim
nefesini anlatamayacak kadar
beceriksizim!

irkildiğim günden beri çok zaman geçti
ne dallarımda aşkın ne gözlerimde yaşlar
oysa seni anlatmaya kelimeler yetmeyecekti
belki sözlerimde yangın,göklerimde kuşlar

şiirine kattığın hiçbir kadına ağlanmayacağını biliyorum
-hayal kahramanı onlar- sevgimin hangi yüzyılda aldanmayacağını
göbeğinin en çukur yerinde fırtınanı ve öncesini yaşayacağımı
belinin gamzesi sonum olacak biliyorum
sen yırtıcısın ve sütlimanla işin yok
şu saplantı kokan ağzımı istersen bir daha kok
boşlamış ve ümitsizim
iki ayrı çocuğu bir fotoğrafa
sığdıramayacak kadar
geleceksizim

daha ayva tüyleri düşmemiş çocuğum
yatmak kalkmak derdinde özenti
su götürmez gerçek evet yalancı olduğum
korkunun ve kaderin bahçesinde gezenti

ağzım bundan sonra da böyle süt kokacak
boynum şimden sonra da senin
sonra neyim varsa kol,bacak
neyim varsa benim
ten kırılıyor,ter dökülüyor boşanırcasına
kaç üzgünüm,saç gördüğün, ağarırcasına
ben kaçanım,sen kaçanım,kalçaların da böyle kalacak
sen bildiğin her felsefenin doğru olduğunu sanacak
sen haklısın,hem farklısın,güzelliğin de cabası
aşk sadece dokun
sevişmek de bunun
en ve daha
kabası

burnumda sen olunca damarlarımda yalnızlık
eksik ve çokça kusurlu şiirler yazarım
bir nefeslik olsun isterim her şeyi belki bir tadımlık
kendi mezarımı en derinde kazanım

düşün artık katıksız bir intihara koşacak kadar mutluyum
kusura baktığın o düşümdeyken yattığım her kadın murdar
öptüğün her sayıda gözlerim şefkatinle berhüdar
çekiciliğinin yanında ezik,ezik,ezik doluyum
güzel dudakların bu gece nefesini boğazıma soluyun
sen kadınsan bunca gaddarlık niye?
ben ölür san çektiğim de bitmeden
hem güçsüzüm hem yetmezim hasretinle sevmeye
ben yaşar san
gülüşünsüz yaşarsam.

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Edebiyat Dergileri Mayıs 2010 Sayıları

Masaüstü Edebiyat blogu, okurları için her ay yayımlanan Edebiyat dergilerini buradan duyuracak. Dergilerin kapaklarının yayımlanacağı bu paylaşımımızda görsellere tıklayarak dergilerin editör yazılarını dergilik.com adresinden okuyabilirsiniz.

Diyarbakır Kitap Fuarı Sona Erdi

Ülkemizde kitap fuarı denilince akla ilk gelen marka olan Tüyap'ın Diyarbakır'da düzenlediği Kitap Fuarı , 23 Mayıs 2010 Pazar akşamı saat 19.00’da itibariyle sona erdi. Diyarbakır'ın merkez nufüsü 84 bin, fuara katılım ise 10 bin'e yakın bir rakam. Yani fuar boyunca Diyarbakır'da her 84 kişiden biri kitap fuarını ziyaret etti.

Diyarbakır Kitap Fuarı'nın resmi internet sitesinde yayımlanan basın bülteninde, fuara olan ilgiden memnun olunduğu söyleniyor.

Yazının Kadim Coğrafyasına Yolculuk, sloganıyla yapılan organizasyona 122 yayın evi katıldı. Fuarda ayrıca "Kitabın yolculuğu/Osmanlı Coğrafyasında Çok Dilli ve Çok Kültürlü Yayıncılığın 500 Yılı" isimli sergi de yer aldı.

23 Mayıs 2010 Pazar

Manifesto veya Bir Merhaba Yazısı...

Liselerde okutulan Edebiyat kitaplarında öğretilir; Maviciler, Yedi Meşaleciler, Beş Hececiler, Hisarcılar... Edebiyatımız hızlı bir gelişim süreci içindeyken bu sürece katkı sağlayan en büyük unsur şüpesiz farklı seslerin, farklı bakış açılarının -kısa süreli de olsa- bir akım oluşturup rüzgarını estirmesidir.

Cumhuriyet döneminin sonlarında teknolojinin de gelişmesiyle birlikte artık kalemin tahtını klavye; kitabın, derginin, gazetenini hakimiyetini de internet ve internet siteleri sallamaya başladı. Buna hepimiz -bizim kuşak- şahit oldu ve hala olmakta...

Sallamaya başladı, dedim. Salladı ve binlerce yıllık kağıt kalem ikilisinin tahtını yıktı, demedim. Çünkü her ne kadar dünya "dijital çağa" ayak uydurmuş olsa bile insanlar için kalemin, kağıdın, kitabın, derginin ve gazetenin yeri bambaşka.

Bu bambaşkalığı kabul ettiğimizi belirterek, elektronik harflere de gönül verdiğimizi değerli okurlarımıza duyurmayı bir borç biliyoruz. Evet, elektronik harfler... Çünkü onlar tez zamanda milyonlarca kişiye ulaşabilecek bir bağlamda varlık gösteriyorlar ve bizim gönülümüzdeki sedaların birer nida olup farklı coğrafyalara ulaşmasında büyük rol oynayacak.

Masaüstü Edebiyat; hikayeleri, kitap eleştirileri, şiirleri, denemeleri, söyleşileri ve yazın yayımlamayı planladığı dergisiyle pek çok kişinin gönlüne kilim serecek, pek çoğunun iklimini değiştirecek.